9 Ekim 2009 Cuma

Doğru Söze Ne Denir?

Tarihte neler oldu?
Mahfi Eğilmez, 30.10.2005
Bilim merakla, inanç kabulle başlar.
İnsanın nasıl ortaya çıktığını araştırmaya başlarsanız bilime, insanın yaratılışını kabul ederseniz inançlar sitemine adım atmış olursunuz. Ne var ki bu ikisi birbirinde burada çizdiğim kadar kesin çizgilerle ayrılmaz. Bilim, bazen inanılmaz biçimde inançla iç içe giriverir. Özellikle boşlukları doldururken yapılan spekülasyonların sınırı biraz aşıldığında bilim inanç halini alıverir.
Biyolojik evrim kuramı canlıların biyolojik gelişiminin izini sürmekle uğraşan bir kuram. Uzunca bir zamandır üzerinde uğraşılıyor.
Darwin tarafından yeniden ve ayrıntılı olarak ortaya atıldığında kıyamet kopmasına neden olmuştu. Aslında Darwin'den önce de oldukça konuşulup tartışılmış bir kuramdı ama Darwin formülasyonu kuramın birdenbire büyük ilgi çekmesine ve dinsel inançlara alternatif oluşturmasına yol açınca olaylar karışmıştı.
Benim bu kurama ilgim bir sosyal bilimci olmam nedeniyle, daha çok toplumsal evrimle olan ilişkisi nedeniyledir. Yani insanoğlunun ve onun oluşturduğu toplumların yerleşik yaşam öncesi nasıl örgütlendikleri, ne zaman yerleşik yaşama geçtikleri, tarıma ne zaman başladıkları, bu değişimlerin hangi yenilikleri ortaya çıkardığı gibi soruların yanıtlarını aramakla ilgilidir.
Bugün küreselleşme denilen bir olgunun ortasında yaşıyoruz. Pek çok biçimde tanımlanabilir küreselleşme. Benim tanımım çok basit: Kapitalist yaklaşımın dünya genelinde kabul görmesini ve standardize edilmesini sağlamak. Yani Amerikalının dünyaya bakışıyla Çinlininkini aynı yapmaya çalışmak. Buraya nasıl geldik? Bunu anlamak için toplumsal evrimin aşamalarını izlemek gerekli. Aynı zamanda bu hareketin haklı olup olmadığını yargılayabilmek için de tarihsel çerçevede toplumsal evrimi incelemek gerek.
Toplumsal evrimi incelemek pek zevkli bir iş değil. Oldukça ayrıntılı çalışmalar yapmak gerekli. Her şeyden önce Marx'ı okumak zorunlu. Zamanı sınırlı ve sosyal bilim eğitimi almamış kişiler için bunun çok kolay olmadığını biliyorum. O nedenle burada toplumsal evrimi kuşbakışı görebilmek için kolay okunabilir birkaç kitap önereceğim. İlki Alaeddin Şenel'in 'İlkel Topluluktan Uygar Topluma' adlı kitabı. Bu kitap toplumsal evrimi çok açık ve sade bir dille anlatıyor. Aslında bir ders kitabı ama bu konulara meraklı bir kişinin de izleyebileceği kadar kolay okunur bir kitap. İkincisi Gordon Childe'ın Türkçeye Mete Tunçay ve Alaeddin Şenel tarafından çevrilmiş bulunan 'Tarihte Neler Oldu?' adlı kitabı. Gordon Childe, toplumsal evrimi Marksist bir bakışla ele alıyor. Çok beğenilmiş, aynı zamanda da çok eleştirilmiş bir kitap bu. Bence, eski olmasına karşın, analizlerinin çoğu hâlâ geçerli. Ve en önemlisi toplumsal evrimin akışının bugün ulaştığı noktanın bir zorunluluk olduğu yanılgısına saplanmamak konusunda uyarıcı çıkışlar içeriyor. Üçüncü kitap Jared Diamond'un 'Tüfek, Çelik ve Mikrop' adlı kitabı. Bu kitap ilk ikisine göre çok daha kolay okunan bir kitap. Sanki sokaktaki adam için yazılmış bir toplumsal evrim kitabı. Çok daha spesifik bazı konulara girmesine karşın bir solukta okunacak kadar heyecan verici. Buna karşılık ilk ikisi kadar derin toplumsal eleştiriler içermediği için insanı bir zorunlu akış karşısındaymış gibi yanılgıya sürükleyebiliyor.
Bilim merakla başlar. Tarihte neler oldu sorusuyla yola çıktığınız anda kendinizi evrimin iki çatalı arasında bulursunuz: Biyolojik evrim ve toplumsal evrim. Toplumsal evrimle ilgilenmek bugün içinde yaşadığımız dünyayı anlamak için çok önemlidir. Türkiye coğrafyası, toplumsal evrimi neredeyse en başından itibaren incelememizi sağlayacak kadar zengin bir kültürel ve toplumsal mirasa sahip. Yeter ki burada neler olduğunu merak edelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder